26 Nisan 2014 Cumartesi

Amerika'lı bir öğretmen anlatıyor, ilköğretimde sanat eğitiminin yeri...

İlköğretimde Sanat Eğitimi
Sanatla nasıl tanıştınız?
Biraz babam yüzünden; o profesyonel olmayan bir sanatçıydı ve resim çizmeyi çok severdi. Küçükken onu resimle uğraşırken gördüğümü hatırlıyorum. 7. sınıftayken harika bir sanat öğretmenimiz vardı. Hepimizi sanatla uğraşmaya yüreklendiriyordu. İlk dersleri ondan aldım ve 3 yıl boyunca onun sınıfına devam ettim. Hepimize ilham veriyordu ve mezun olurken mutlaka sanatla ilgili bir meslek seçmem gerektiğini biliyordum.

Sizin rol modeliniz oydu diyebilir miyiz?
Kesinlikle diyebiliriz.

Bir toplum sanatsız yaşayabilir mi?
Bence insanlar temel gereksinimlerini karşılayarak yaşayabilirler. Ama bu bizim toplum olarak kaybımız olurdu. Çünkü etkileşimden mahrum kalırız, insanların mutluluğu için önemli olan bir şeyden mahrum kalırız. Bize, yaşantımıza kattığı neşe ve mutluluk eksik kalır. Sanatı bir toplumdan çıkartırsak, hayatlar çok sıradan ve düz olur. Ben hayatında sanatın herhangi bir formu olmadan bir kişinin yaşamdan zevk alabileceğini hayal edemiyorum.

Bütçe kısıntıları toplumu nasıl etkiledi?
Ben hala sanata inancı olan bir bölgede ders verdiğim için şanslı olduğumu düşünüyorum. Buradaki yöneticilerin sanatın öğrencilerin mutluluğuna kattıklarının ve onlar arasındaki etkileşimi olumlu yönde etkilediğinin farkındalar. Bizim kampüste şiddet olayları pek yaşanmaz. Bence sanatsal faaliyetlere ağırlık verilmesinin bunda etkisi büyük, çünkü bu etkinliklere katılım çok geniş. Pek çok arkadaşım okullardaki sanat programlarının kaldırılmasına yol açacak bu kesintilerden ötürü şaşkın. Bu kısıntılar pek çok bölgede yapıldı. Bizim sistemimizde devlet okulları özel okullardan ayrılır. Özel okullar için para ödersiniz. Özel okulların bu alan için fonları mevcut. İhtiyacımız olan tüm materyalleri elde etmemiz giderek zorlaşıyor. Maliyetler giderek artıyor ancak onları almak için bize ayrılan bütçeler her yıl azalıyor. Bu yüzden öğrencilerin laboratuvara bağış yapması giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu programları ancak bu şekilde ayakta tutabiliriz. Tüm anne babalar çocuklarının okuluna gelmeliler. Müzik, drama, resim gibi dallarda onların başarılarını gördükçe bu programlara olan inançları artacak. Sanata destek vermeleri gerektiğinin ne kadar yaşamsal bir önem taşıdığını daha iyi görecekler.

Öğrenciler sanatla ilgilenmek için neler yapmalılar?
Öncelikle okul yıllarında mümkün olduğu kadar çok tecrübe edinmeliler. Üniversiteye gittiklerinde bu tür faaliyetlere katılmaya devam etmeliler. Okuldan sonra da sanatın peşini bırakmamalılar. Çünkü sanat onlara kimliklerini keşfetmede yardımcı olacak bir araç. Ne kadar çok etkinliğe katılırlarsa, ne kadar çok gönüllü çalışmalara destek verirlerse, o kadar çok fırsatı başarı duygusuna dönüştürebilecekler. Bunu yaşamaları öğrencilerin yaşamını zenginleştirecek ve her konuda koydukları hedeflere ulaşmada yardımcı olacak.

Öğrencilere başka bir tavsiyeniz var mı?
Yaratıcı olmaya devam edin. Hangi dalı seviyorsanız o dalda ilerlemeye devam edin. Bu vitrin gezerek, alışveriş yapmak ve giysileri birbirine uydurmak da olabilir. Renk seçimleri yapmak, arkadaşlarınızın giyimine eleştirel gözle yaklaşmak ve ona neyin yakıştığına kafa yormak; ders sırasında not alırken, kenarlara ufak resimler karalamaya devam etmek. Bu küçücük şeyleri yaparken bile yaratıcı düşünmeyi öğreniyor, beyninizin yaratımla ilgili bölümünü harekete geçiriyorsunuz. Bu şekilde beyninizin iki yarım küresini de kullanmayı sürdürerek, kendinizi çok daha iyi ifade edebilen, başarılı bir kişi haline gelebilirsiniz.

Yaratıcı olmaya asla son vermeyin, aksi halde yaşamaya da son vermiş olursunuz…