5 Mayıs 2013 Pazar

USTA ÖĞRETİCİLER, ‘PİYANİST, HOCA VE CUMHURİYET AYDINI*’ PROF. KAMURAN GÜNDEMİR

“BU MEMLEKET CEVHER KAYNIYOR, NE YAZIK Kİ İŞLEMEYİ BECEREMİYORUZ."

Piyanist Mertol Demirelli ve Gündemir Ailesi
1933 yılında Ayvalık’ta dünyaya gelen piyanist Kâmuran Gündemir’in müziğe olan özel yeteneği, yaşadığı bölgedeki Halkevleri'nde keşfedilmiş.
Kazandığı devlet bursu ile ailesinin maddi imkânsızlıklarını; çalışkanlığı ve yeteneği ile dönemin elverişsiz sanat eğitimi koşullarını aşarak, seçkin bir piyanist olarak yetişen Gündemir, ilerleyen yıllarda müzik yaşantısına eğitmen olarak devam etmeyi tercih etmiş, gerçek bir Cumhuriyet aydını.  2006 yılında hayata gözlerini yuman Kâmuran Gündemir’e olgunluk döneminde tüm birikim ve kazanımlarını piyano eğitimi alanına aktararak, küçük yaşlarda kendisine emanet edilen yetenekli öğrencilerini uluslararası piyano sanatının doruklarına başarıyla hazırlaması nedeniyle 2001 yılında Sevda Cenap And Vakfı tarafından Onur Ödülü Altın Madalyası verilmiştir. Gündemir’in eğitmenlik felsefesine ilişkin görüşler, sanatçı hakkında yazılmış makaleler, yaşam öyküsü ve öğrencilerinin gözlemlerinden derlenmiştir.



"Hayatım yetenekli çocukları yetiştirmenin sancılarıyla geçti, onlardan önemli bir şey olmadı hiç.”

Gündemir anlatıyor:
2001, Onur Ödülü
“Öğrenciyi doğru bilgi kadar, sevgiyle de kuşatmak gerekir. Hayatım yetenekli çocukları yetiştirmenin sancılarıyla geçti, onlardan önemli bir şey olmadı hiç. Bizim çocuğumuz olmadı. Eşimle kendimizi yetenekli çocuklara adadık. Onların ikinci annesi, babası olduk. Her akşam uyumadan önce, öğrencilerimi düşünürüm. Ertesi günün eğitim programını yaparım.
Bütün benliğini öğrencilere vakfedeceksin. Üç öğrencin var, diyelim. Aklının ve gönlünün sadece yüzde 10’u günlük işlere yönelik olacak. Geri kalanı üçe böl. Her öğrenci için yüzde 30 yaşayacaksın. Sen yoksun artık.”



Öğrencileri anlatıyor:
“Kâmuran Bey ve eşi Selçuk Hanım müziğe yeni başlayan çocuğa eğitim yapıyormuş hissi vermeden, oyunlar icat ederek öğretirdi.”

Piyanist Emre Elivar: “Kamuran Bey’e bütün öğrencileri gibi ben de "hocam" değil, "Kâmuran Baba" diye hitap ederdim. Bana hocalık ve babalık yapmaya başladığında altı yaş civarındaydım. Kâmuran Bey ve eşi Selçuk Hanım müziğe yeni başlayan çocuğa eğitim yapıyormuş hissi vermeden, oyunlar icat ederek öğretirdi. Bu yöntemle çocuğu müziğe kazandırırlardı. Şefkat doluydular. Evlerine gidişim, içeri girip kendimi aile ortamında buluşum bana hep mutluluk verdi. Bana sadece müzik öğretmiyorlardı. Beraber sofraya oturuyorduk. Yemeğimle ilgileniyorlardı. Çocukları gibiydim. Dünyadaki başka piyano öğrencileri ve hocaları arasında bu tür ilişki mevcut olmuş mudur, bilmiyorum, ama sanmıyorum.”
*** 
Kâmuran Gündemir anısına Genç Yetenekler Konseri
Antalya Piyano Festivali
“30 saniyelik bir pasaj için 2,5 saat uğraşır, istediği gibi çalınca dersi bitirirdi. İşte bizi böyle sabırla yetiştirdi.”

Besteci ve Piyanist Fazıl Say: "Sabah beşte evden çıkar, yürüyerek konservatuvara gelirdim. Biz saat 7’de vardığımızda, çoktan iki paket sigarayı bitirmiş, dumanlar içindeki bir odada güne hazırlanırken bulurduk onu. Gün ağarmaya başlarken piyanonun başına bizimle oturur, akşam kalkardı. 30 saniyelik bir pasaj için 2,5 saat uğraşır, istediği gibi çalınca dersi bitirirdi. İşte bizi böyle sabırla yetiştirdi. Çok şefkatli, ama müthiş titizdi."
***

“Öğrencinin nerede sıkışacağını bilir, önceden sezip üzerine giderdi. Belli etmeden sıkıntıdan kendinizin çıkmasını sağlar, özgüven kazandırırdı.”
Piyanist Muhittin Dürrüoğlu Demiriz: “Yüksek kalite beklentisiyle sizi zorlar, ama size hizmet ederdi. Bana pek çok hizmet etmiştir. Öğrencinin nerede sıkışacağını bilir, önceden sezip üzerine giderdi. Belli etmeden sıkıntıdan kendinizin çıkmasını sağlar, özgüven kazandırırdı. Beni en çok şaşırtan ise sadece bana sandığım bu yoğun ilgiyi bütün öğrencilerine verdiğini, her birinin üstüne benim kadar titrediğini görmem olmuştu.”

***

“Her öğrenciyle yeniden doğan, var olma sancısını ve sevincini yüreğinin en derinlerinde hisseden eşsiz bir öğretmendi.”
Piyanist Emrecan Yavuz: “Her öğrenciyle yeniden doğan, var olma sancısını ve sevincini yüreğinin en derinlerinde hisseden eşsiz bir öğretmendi. Her sözünde uzun yılların birikimi olduğunu bilirdim. Sunduğu birikimin ışığında öğrencinin kendisini bulmasını isterdi. Beni bütün olumsuzluklardan uzak tutmak ister, bunun için insanüstü çaba harcardı. İçten desteğini hep arkamda hissettim. Çok zor zamanlarımda sevgi, tutku ve güvenle dolu bir hayat kurdu bana. Onu, sözlerini düşünmediğim bir günüm geçmez. Başım sıkıştığında, çıkış bulmak için onunla geçirdiğim günlere dönerim.”

GÜNDEMİR’İN EĞİTİM FELSEFESİ


Çocuğa/öğrenciye bilgiyi sevgiyle vermek.

Çocuğu oyunla eğitmek.

Sorunları onun adına çözmek yerine, kendi gücüyle çözmesi için ipuçları vermek, yol göstermek.

Eğitim hedeflerine ilerlerken sabırlı ama kararlı olmak.

Her öğrenciye kendi ihtiyaçlarına uygun şekilde yaklaşmak.

Kaynaklar:

http://www.muska.4t.com/makaleler/kgundemir.htm  Makale, Filiz Ali