Ülkemizdeki çocuk
ve gençlik edebiyatının en üretken kalemlerinden İpek Ongun... ‘Günler akıp
giderken’; sanatla, sporla dolu dolu yaşansın ve gençler hayat yoluna
donanımlı birer yetişkin olarak adım atsın istiyor Ongun. Hayali bir yazı
atölyesinde hikâye yazma gücünü sınamak isteyenler için de ilham veren bir
giriş cümlesi yazıyor. Bu cümlenin devamını getirmeye ne dersiniz?
Bir hediye kutusuna en sevdiğiniz masalı
ve 3 edebi eseri koyup geleceğe göndermenizi isteseydik, hangilerini
seçerdiniz?
O
kutuya koyacağım masal kitabı 'Dede Korkut Masalları' olacaktır. Diğer üç
kitapsa, bizleri anlatan biri Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Nutuk', diğeri onu
adeta tamamlarcasına Turgut Özakman'ın 'Şu Çılgın Türkler'. Üçüncüsü de bu
yıllara damgasını vurmuş olan göç ve insan ticaretini anlatan Hakan Günday'ın
'Daha' adlı kitabı.
İpek Ongun |
Salon danslarını sever misiniz,
seyretmekten veya yapmaktan keyif aldığınız dans dalı?
Salon
danslarını çok severim çünkü bizim gençliğimizde seçkin restoranlara yemek
esnasında dans da edilirdi. Biraz yer sonra dansa kalkar, sonra yine yemeğe
devam edilirdi. Romantik akşamlardı. Güzel tango yapanları izlemeye bayılırım, bizlerse
rock and roll dönemi gençleriydik.
Çocuklarınızla veya ebeveyninizle birlikte katıldığınız ilk sanat etkinliğini anımsıyor musunuz?
İlk sanat
etkinliği Ankara Oda Tiyatrosunda izlediğim bir oyundu.
Geçmişte yurtdışında görüp Türkiye’de
bir benzeri olmalıydı dediğiniz bir sanat merkezi var mı?
Hem
müze hem mimari açıdan bir sanat eseri olan New York'taki Guggenheim Müzesi
benzeri müzelerimiz olsa; bir de yılbaşlarında Viyana Opera Binası gibi tarihi
binalarda görkemli yeni yıl konserleri olsa...diye düşünürüm hep.
Harçlığınızla aldığınız ilk sanat ürünü hangisiydi?
Doğan Kardeş
Dergilerini hevesle bekler, kendi harçlığımla alırdım.
Bir yazı atölyedesiniz, herkesten farklı
kısa bir hikâye yazmasını istiyorsunuz, bu hikayelerin tek ortak noktası giriş
cümlesi olacak. Bu cümleyi bizim için yazar mısınız?
'Keşke...ler ve
İyi ki...ler.
Şu anda okuduğunuz bir kitabı bizimle
paylaşır mısınız
Şevket
Süreyya Aydemir'in 'İkinci Adam' adlı üç ciltlik kitabını okuyorum, bir kez
daha. İlk okuduğumda çok gençtim.
Eklemek istedikleriniz…
Ve...sizler sanatla uğraştığınız için dayanamayıp bir ekleme yapmak istiyorum. Bu benim hayalim. Keşke okullarda o önemsenmeyen dersler, müzik, resim ve beden eğitimi birer kültür derslerine dönüşse, sanal ortam kullanılarak mesela müzik dersinde konserler izletilse, müzisyenler ve müzik türleri tanıtılsa. Keşke resim dersinde yine müzeler gezdirilse, ressamlar ve akımlar tanıtılsa. Ve beden eğitiminde spor salonlarında yapılanlar, aerobik, pilates gibi, yaptırılsa. Bunun ilk, orta ve lise boyu böyle devam ettiğini hayal edersek düşünün o gençler ellerine lise diplomalarını aldıklarında nasıl bir müzik, resim ve spor kültürüne sahip olmuş olacaklardır.